17 Ekim 2009 Cumartesi

Summer of Rock vol. 3 - Kavarna Kaliakra Şehir Stadyumu


Yok hayır. Bulgaristan Kupası 1. Tur maçları ile ilgili bir inceleme değil bu. Uzun zamandır ara verdiğim "yazın gittiğim konserler" serisinden yeni bir yazı, ama bu sefer konser anlatmayacağım. Şimdilik sadece lojistik, müzik sonra. Yazının başlığının sebebi ise Temmuz başında katıldığım festivalin Bulgaristan'ın kuzeydoğusunda (Bizim genellikle DeliOrman diye bildiğimiz coğrafi bölge sınırlarında) bulunan Kavarna şehrinin Kaliakra şehir stadyumunda yapılmış olması.

Kavarna çok ufak ve çingene nüfusunun yerleşik olarak çoğunlukta bulunduğu bir şehir, ismi yunanca "kara elmas" anlamına geliyor. (Şehirle ilgili bilgilere buradan ve şuradan ulaşabilirsiniz.) Dikkatinizi çekecektir şehrin belediye kuruluşunun resmi sitesini açtığınızda (en azından şu aralar) ana sayfada konser tarihleri ile karşılaşacaksınız. Bundan bilmem kaç yıl önce kendisini tarihin "rock dinleyen ilk çingenesi" olarak adlandıran Tsonko Zdravkov Tsonev başkan olarak göreve geldiğinde şehirin gelişmesi için farklı bir atılım yapmak gerektiğinin farkına vararak önce şehrin stadyumunu yeniliyor. Daha sonra da bu stadyumu rock konserlerinin kullanımına açıyor, ve şehirde düzenlenecek olan festivallere sponsorluk desteği de veriyor. Sonuç ise 12.ooo nüfuslu bu şehire Avrupa'nın 4 bir yanından 1000lerce kişinin geldiği muhteşem bir festival şehri yaratmayı başarabiliyor. Orada olduğum süre boyunca festivale bileti olmayan ama sırf festival sırasında orda denize girmek ve kamp alanında çadırda kalarak tatil yapmak için gelen insanlar gördüm, bence bu festivalin başarısının en büyük kanıtıdır.

Kavarna ufak ve "uzak" bir şehir olduğu için Sofya'dan oraya ulaşmak çok kolay değil. Önce otobüsle Varna'ya gitmeniz, ordanda Kavarna'ya kalkan minibüslere binmeniz gerekiyor. Festival olduğu için ben kalabalıktan çekinerek Varna'ya otobüs biletlerimizi önceden almamızı öneriyorum ve çok doğru bir karar. Otobüsün arka beşlisinin ortasındaki 3 koltuğu alıyoruz ve 1 hafta sonra Varna'ya gidcek olan otobüste boş koltuk kalmıyor.

Sabah Sofya'da gara gittiğimizde bir sürpriz daha var. Bu "Trans5" otobüs firmasının biir kıyağımı bilmem ama otobüs şöförümüz sanki tur otobüsü şöförü gibi geliyor. Dazlak kafası, küpeleri, deri yeleği ve kollarında dövmeleri ile ayrıca yolculuk boyunca otobüse dinlettiği Guns olsun Metallica olsun klasik müzikleri ile takdirimizi kazanıyor.

Varna'da ise bir sürpriz var. Kavarna'ya giden minibüsler saatli kalkıyor ve önümüzdeki 3 minibüs için yer kalmamış. 3 saat beklemek kötü olur ne edelim ne diyelim derken benim turist olduğumu gören bir Varna eşrafı "belki bunları kazıklarım" düşüncesiyle yanımıza yanaşıyor. Yanımda bulunan Bulgar kardeşim Asen'in sonradan farkına varan ve benim dil bilmeden pazarlık yapma Asen'in de fiziksel özelliklerinden etkilenen Varna'lı dostumuz Minibüslerin kişi başı 7 leva aldığı yolculuk için 3 kişiyi 24 levaya götürebileceğini söylüyor. Böylece hem beklemiyoruz hem de 73 model LPG'li Renault ile havadar ve hızlı bir şekilde Kavarna'ya iniyoruz. Hatta Varnalı dostumuz bizi otagar yerine direk festivalin çadır alanına kadar götürüyor. Kendisine müteşekkiriz.

Burada şimdiye kadar hiç bir festivalde görmediğim, duymadığım bir şeyle karşılaşıyorum. Festival alanına, çadır alanına giriş diye bir şey yok. Mezarlığın yanında, stadyumun karşısında nulunan ağaçlık boş alanı belediye festival alanı olarak tahsis etmiş. Herkes gelip çadır kurarak burada kalabilir ve bilet almasa bile festivalin tadını çıkarabilir. Ayrıca şehir ufak ve çadır alanı Karadeniz'in en "metalci" sahiline arabayla 2 dakika mesafede. Bundan güzel bir tatil olamaz herhalde. Olaydan haberliyiz bizde zate Sofya'dan şortumuzu alıp gelmişiz.

Oraya daha önce varan bazı dostların yardımıyla bize ayrılan "akşamüstü gölge olan ve mezarlığa dolayısıyla su kaynaklarına yakın olan" terimize çadırımız kuruyoruz. Bana söylenene göre festival line-up ının geçen seneye göre yumuşamış olması gelen seyirci kitlesini de etkilemiş. 10-15 yaşlarında çocuklarını da alıp tatil yapmaya gelen 40-50 yaşlarında ebevenyler var ortalıkta gezinen. Karavanlarıyla gelmişler tatilin tadını çıkarıyorlar. Bende çadırımda şortumu giyip deniz için hazırlık yapıyorum. Sonrada konser var...

O da bi daha ki yazıya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder